skip to Main Content
Ceza İstinaf Dilekçesi örneği

Ceza İstinaf dilekçesi örneği

                                                         VAN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’NE

                                                                         GÖNDERİLMEK ÜZERE

                                                              VAN 5.  AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NE

DURUŞMA TALEPLİDİR.

DOSYA NO                         :   Esas              KARAR.

İSTİNAF BAŞVURUSU

YAPAN SANIK                    :                                                        TC :

MÜDAFİ                              : Avukat Gökhan BAŞKURT

  1. KONUSU : İstinaf başvurumuzun kabulüne karar verilerek; hükmün bozulması, dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesi; hükmün bozulması yerine davanın Bölge Adliye Mahkemesi’nde yeniden görülmesine karar verilirse, ilk derece mahkemesinin hükmünün KALDIRILMASI ve duruşmalı yapılacak istinaf incelemesi neticesinde YENİDEN HÜKÜM KURULARAK sanık hakkında beraat kararı verilmesi talebidir.

İstinaf gerekçelerimizi daha ayrıntılı ifade edebilmemiz için istinaf incelemesinin DURUŞMALI olarak yapılmasını talep etmekteyiz.

AÇIKLAMALAR :

1-) Yukarıda esas numarası yazılı dosya incelendiğinde aslında verilen kararın HUKUKA , KANUNA ve HAKKANİYETE aykırı olduğu açıkça görülecektir. Mahkemenin gerekçeli kararına bakıldığında müvekkilimin ceza almasını gerektirecek , her türlü şüpheden uzak somut bir delil bulunmadığı halde ,sadece soyut değerlendirmeler yapılarak müvekkilime mahkumiyet kararının verildiği anlaşılacaktır.

Mahkemenin gerekçeli kararına baktığımızda ; Aslında tüm gerekçenin ve müvekkilime bu kadar ağır ceza verilmesinin sebebi sadece 1 kişinin vermiş olduğu soyut, çelişkili, mahkemeniz huzurunda aslında hiçbir güvenirliği kalmamış ,hukuka aykırı bir beyandır. Bu beyanla müvekkilime müebbet artı 10 yıl gibi bir ceza verilmiştir.

OLAYLARIN GELİŞİMİ      

                 Müvekkilim örgüte kendi beyanlarında da belirttiği gibi kandırılıp katılmış , 6-7 ay kalmış bu süre zarfında örgütün gerçek yüzünü görüp , infazını da göze alarak kaçmıştır. Tatvan daki baba evine sığınmıştır. Evlerinin önünde kimliğini soran kolluk kuvvetlerine çıkarıp kimliğini vermiş ,direnip ya da kaçmamış kolluk kuvvetlerine bir nevi teslim olmuştur.

HUKUKİ NİTELENDİRMELER VE SAVUNMALARIMIZ

*** Müvekkilim Yakalandığı ilk andan itibaren Etkin Pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemiştir.

*** Örgütün gerçek yüzü ile bildiği gördüğü bütün işe yarar bilgileri kolluk kuvvetlerine anlatmıştır.

*** Örgütün dağılması için yapısı hakkında, işe yarar bilgiler vermiş. Örgüt elemanlarının teşhislerini ,saklandığı yerleri ve muhimmat yerlerini detaylı olarak göstermiştir. Buna ilişkin detaylı yer gösterme tutanakları ve teşhis tutanakları dosyamızda mevcuttur. Müvekkilin etkin pişmanlık kapsamında vermiş olduğu bilgilerin doğru olup olmadığı , fayda sağlayıp sağlamadığı TEM den sorulmuş TEM in vermiş olduğu , yazılı  cevapta bilgilerin işe yaradığı ve fayda sağladığı belirtilmiştir. TEM in ilgili cevabını da dilekçeme ekliyorum.( EK – 1)

 

*** Müvekkilime Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü bozma suçundan ceza verilmiştir. Oysaki müvekkilim örgütte kaldığı süre zaten 6-7 aydır bu süre boyunca da erzak depolama işlerini yapmıştır. Örgütte kaldığı süre boyunca hiç bir eylem ya da olaya karışmamıştır . Devletimiz tarafından parmak izi, materyal ve her türlü inceleme yapılmıştır. Herhangi bir olaya ya da eyleme karıştığına rastlanılmamıştır.

*** Müvekkil zaten örgüt üyeliği yönünden suçunu ikrar etmiş , bildiği ,gördüğü her şeyi anlatmış etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmıştır. Herhangi bir fiile de karışmadığı için örgüt üyeliğinden ceza verilip , cezasında etkin pişmanlık indirimi yapılmalıdır.

2-) Sayın heyet aslında müvekkilime TOMA olayı ile ilgili ,  müebbet artı 10 yıl ceza verilmesinin tek sebebi xxxxxxxxxxx ın çelişkili ve tutarsız beyanlarıdır. Mahkeme tam karar verecekken kararından vazgeçip xxxxxxxxxxxxx dinlemek istemiştir. XXXXXXXXXXXX ın mahkeme huzurunda beyanlarına baktığımızda ;

VAN 5. AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NİN  27.08.2020 tarihli 11. Duruşmasında xxxxxxxxxxxxxxxxxx ;

TANIK xxxxxxxxxxxxxxxxxxxx BEYANINDA: Ben şuan segbis sistemi ile gördüğüm sanığı tanımıyorum dedi.

Tanığın soruşturma aşamasındaki ifadesi okundu. Çelişki nedeniyle, tanıktan soruldu; Ben böyle bir beyanda bulunmadım, bu beyanlar emniyet tarafından hazırlanıp tarafıma imzalatıldı. Ben bu şahsı ( Bu şahıs derken müvekkilim xxxxxxxxxxxxı kastetmektedir.) kesinlikle tanımıyorum. Ben Kelareş kampında kesinlikle bulunmadım. Yapmış olduğum beyan ve teşhisler gerçeği yansıtmamaktadır dedi.

VAN 5. AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NİN  12.01.2018 tarihli 1. Duruşmasında xxxxxxxxxxx ;

Kollukta vermiş olduğum ifademi kabul etmiyorum. Kardeşimin öldürdükleri için benden de gözaltında bulunduğum süre içinde intikam almak istediler. Gözaltındayken de ifade vermedim. Ancak ifade vermişim gibi gösterildi. İfade altındaki kollukta vermiş olduğum ifade ve yapmış olduğum teşhis tutanağı altındaki imza bana aittir ancak bana bu imza zorla attırıldı. Kolluk kuvvetleri beni zorladılar. Bana komplo kurulmuştur. Şuanda huzurunuzda bulunan SEGBİS ortamından gördüğüm sanıkların yyyyyyyyyyy hariç hiçbirini tanımıyorum. Daha önce hiç görmedim.

**** Sayın heyet mahkemenin kararına baktığımızda gerekçesini dayandırdığı tek sözde delil xxxxxxxxxxxxxxxx  ın beyanlarıdır. Mahkeme tam karar verecekken kararından dönüp xxxxxxxxxxxxxxxı dinlemek istemiştir. Mahkeme huzurunda dinlemiştir. Beyanlarında müvekkilimi tanımadığını , gözaltında verilen ifadeyi kabul etmediğini kendisine zorla imzalatıldığını beyan etmiştir. Mahkeme huzurda verilen ayrıntılı beyanları esas almayıp , gözaltında verdiği aslında hiçbir inandırıcılığı ve güvenirliği kalmayan, hukuka aykırı beyanları esas alarak müvekkilime ceza verilmiştir.Zira gözaltında zorla xxxxxxxxxxxxxxxxx a imzalatılan ifade , hiçbir şekilde huzurlarında doğrulanmamıştır.

*** Sayın heyet tüm dosya kapsamı incelendiğinde xxxxxxxxxxxx ın  gözaltında alınan ifadesini doğrulayıcı, destekleyici hiçbir delil dosyamızda mevcut değildir. Dolayısıyla sadece hukuka aykırı çelişkili beyana dayanılarak ceza verilmesi hakkaniyete ve adalete aykırılık oluşturacaktır. Zira tek çelişkili ve soyut beyanla müvekkilime müebbet artı 10 yıl ceza verilmesi adalet duygusunu zedeleyecektir.

*** Sayın heyet xxxxxxxxxxxxxx gözaltında hukuka aykırı olarak verilen ifadesinde , sevmediği birinin , ya da 3. Kişi bir vatandaşın veya örgüt üyeliğinden yargılanan başka bir şüphelinin ismini vermiş olsaydı mahkemede bu şekilde yargılanıp en ağır cezaya mı çarptırılması gerekecekti. Müvekkilimin mahkemenizde bu suçtan yargılanıp ceza verilmesinin tek sebebi xxxxxxxxxxxxx ın beyanıdır.

*** TOMA olayının mağdur polisleri mahkeme huzurunda beyanlarını verdiler. Hepsi de müvekkilim i tanımadıklarını beyan etmişlerdir.

*** Ceza yargılamasının amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Bunu yaparken de  akla ve mantığa uygun ,somut delillere dayanmalıdır. Sadece 1 tanığın kabul etmediği soyut, çelişkili , ve hukuka aykırı beyanlarının esas alınıp müvekkilime müebbet artı 10 yıl gibi bir ceza verilmesi adalet duygusuna olan inancı zedeleyecektir.

3-) VAN 5. AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NİN  ilgili Duruşmasında   zzzzzzzzz   ;

Tanık zzzzzzzzzzzzzzzzzz mahkememizce alınan beyanında; “Ben şuan SEGBİS vasıtasıyla gördüğüm sanığı tanımıyorum kendisini hiç görmedim.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Çelişki nedeni ile sorulduğunda ise; “Bana okuduğunuz beyanlar bana ait değildir. Emniyette evrakları okumadan imzaladım. Avukatım yoktu ve işkence gördüm. Ben kardeşimi aramak için örgütün Kelareş kampında 3 ay bulundum ancak şahsı kesinlikle görmedim ve tanımıyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

Fakat mahkeme yukarda zzzzzzzzzzzz in mahkeme huzurunda vermiş olduğu yukarda yazdığım beyanı değilde işkence altında vermiş olduğu  : tanık zzzzzzzzzzzzzzz  beyanına göre sanığın bulunduğu grup içerisinde eylem talimatı veren kişi olduğu beyanlarını esas almıştır.

Yukarda belirttiğim gibi zzzzzzzzzzzzz in gözaltında alınan beyanları delil niteliğinde bile değildir. Hukuka aykırı ve hiçbir gerçekliği olmayan beyanlardır. Zira ilgili şahıs mahkeme huzurunda beyanlarını doğrulamamış inkar etmiştir. Mahkemede kendi huzurunda hukuka uygun beyanlarını esas almamış , gözaltında hukuka aykırı beyanları esas almıştır. Zira beyanlara bakıldığında da sadece eylem talimatı veren kişi olduğu belirtilmiş yer ve zaman içeren herhangi bir eyle ya da olay bilgisi verilememiştir.Zira bundan bile beyanın esas alınmayacağı görülür.Zira müvekkilim zaten 6 ay gibi kısa bir süre kalmış ve kaçmıştır.Bu süre zarfında eylem talimatı verebilecek durumda olması imkansızdır.

4-)*** EMSAL ANAYASA MAHKEMESİ , YARGITAY KARARLARINA BAKILDIĞINDA ; Tanık beyanlarının ciddi çelişkiler içermesi halinde bu beyanlar sağlam ve güvenilir beyanlar olmadığı için, bu beyanların sanık/şüpheli üzeerine atılı suçlamanın ispatı yönünden tek ve/veya belirleyici delil olarak kabul edilebilmesi mümkün değildir.

Anayasa Mahkemesi’ne göre: “Olayın tek tanığı varsa ve sadece bu tanığın ifadesine dayanılarak hüküm kurulacak ise, bu tanık duruşmada dinlenmeli ve sanık tarafından sorgulanmalıdır. Bu tanığın, sanığın sorgulamadığı bir dönemde alınan önceki ifadesine dayanılarak mahkûmiyet kararı verilemez”.

*** Müvekkilime ceza verilmesinin tek gerekçesi xxxxxxxxxxxxxxxxx ın hukuka aykırı beyanlarıdır. Bu beyanlar hiçbir Yan delille somutlaştırılmamıştır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, sanığın sonradan geri aldığı, baskı sonucu verdiğini söylediği, MADDİ DELİLLERLE DESTEKLENMEYEN, olay tutanağı ve tanık beyanları ile çelişkili olan karakoldaki ifadesine dayanılarak cezalandırılmasını hukuka aykırı bulmuş ve beyan delilinin mutlaka maddi delillerle desteklenmesi gerektiğini belirtmiştir (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17/12/1996 tarih ve 10-275/288 sayılı kararı).

Ceza Genel Kurulu 2013/792 E. , 2014/17 K. AKSİ KANITLANMAYAN SAVUNMAYA RAĞMEN ,YALNIZCA TANIK BEYANI İLE CEZA VERİLEMEZ.

’Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak bir kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olay ve iddialar sanık aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve bu ispat, hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkan vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa ihtimale dayanarak sanığın mahkumiyetine karar vermek, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm kurmak anlamına gelecektir.

            Tanığın beyanının delil değerini belirlemek, açıklık, sözlülük, yüzyüzelik ve doğrudanlık ilkeleri çerçevesinde duruşma yaparak bunun sonucunda oluşan vicdanı kanaatine göre hüküm veren ilk derece yargılamasını yürüten hakiminin takdirindedir. Sanığın aksi ispatlanamayan savunması, katılan tarafından gösterilen diğer tanıkların tehdit olayını doğrulamaması, sanığın atılı suçu işlediği şüphe boyutunda kalmaktadır.Bu nedenle, atılı suçu işlediği hususunda tam bir vicdani kanaat oluşmadığından bahisle sanığın beraatına ilişkin yerel mahkeme hükmü isabetli olup, bu kararın Özel Daire tarafından onanması yerindedir .Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.

-Eğer müvekkilime ceza verilecekse suçu işlediğinin %100 sabit olması gerekir.Kayda alınmayacak , soyut gerekçelerle ,yeterli delil bulunmadan müvekkilime ceza verilmesi ADALETE ve HUKUK a aykırıdır. Uluslar ceza hukuku temel ilkelerinden ŞÜPHEDEN SANIK YARARLANIR İLKESİ uygulanmamıştır. Aslında müvekkilimin suçu işlediğine dair %1 bile şüphe oluşturmayacak delil niteliği taşımayan soyut gerekçelerle kendisine ceza verilmiştir. Dolayısıyla dosyamızın bozularak ADALETE,HUKUKA ve HAKKANİYETE uygun bir karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ediyorum.

SONUÇ OLARAK  : Yüce Mahkemenizden talebim , Müvekkilim  kendiside örgüte katıldığını , herhangi bir eylem ya da olaya katılmadığını kabul etmiş.Ve teslim olup ETKİN PİŞMANLIK hükümlerinden faydalanmak istemiştir. Dolayısıyla talebimiz Örgüt Üyeliğinden ceza verilip cezasından pişmanlık indirimi yapılmasıdır. Yukarda açıklamalarımızdanda anlaşıldığı üzere kendisi hiçbir şekilde TOMA olayına karışmamıştır.Bir iftiradan ibarettir xxxxxxxxxxxxxx kendiside bu beyanını kabul etmediğini ve iftira niteliğinde olduğunu kabul etmiştir.Mahkeme ise gidip xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx in hukuka aykırı beyanlarını gerekçe gösterip esas almıştır.Yüce Mahkmenizde ADALETİN TECELLİ EDECEĞİNDEN            şüphemiz yoktur.SAYGILARIMLA

SONUÇ ve İSTEM    :  Yukarıda açıklandığı üzere istinaf incelemesi neticesinde;

1) İstinaf başvurumuzun kabulüne, Mahkemenizin duruşmalı olarak yapılmasına.

2)Hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine;

3)Hükmün bozulması yerine, davanın Bölge Adliye Mahkemesi’nde yeniden görülmesine karar verilirse; ilk derece mahkemesinin hükmünün KALDIRILMASINI ,YENİDEN HÜKÜM KURULARAK sanığın beraatine  karar verilmesini talep ederiz.12.04.2021

 

                                                                                                                                       Sanık Müdafi

                                                                                                                                    Gökhan BAŞKURT

EKLERİ :

— Duruşma Tutanakları.

— TEM in cevabı.

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mesaj
Whatsapp
Merhaba