Nafaka Arttırım Davası Cevap Dilekçesi Örneği – Van Boşanma Avukatı
VAN AİLE MAHKEMESİNE
DAVALI : TC:
ADRES :
DAVACI :
VEKİLİ :
KONU : Nafaka arttırım davasına karşı süresi içerisinde cevaplarımızın arzıdır.
AÇIKLAMALAR:
Davacının yukarıda belirtilen esas numarasıyla açmış olduğu nafaka artırım davası iyi niyetten uzak ve hakkaniyete aykırıdır. Davacı dava dilekçesine müvekkilin ekonomik durumu aleyhine asılsız, yersiz iddialarda bulunarak iştirak nafakasının artırılması talebinde bulunmuştur. Tarafların sosyal içtimai durumları incelendiğinde görüleceği üzere müvekkilim için hayat şartları davacıdan kötü durumdadır. Davanın REDDİNİ talep etmekteyim.
- Davacı ile 2018 yılında boşandım.Mahkeme kararında 250 TL iştirak , 250 TL yoksulluk nafakasına hükmetmiştir. O tarihten beri davacıyla her yıl konuşup nafaka miktarını beraber belirledik.Özellikle kendisinin belirlemiş olduğu miktarları hep kabul ettim.Ve bu arttıtım oranı o yıllardaki enflasyon oranının üzerinde olmuştur. 2017 yılında kendisiyle nafakanın 900 TL olması konusunda anlaştık.Davacının defalarca arttırım talebinde bulunduğunu söylemesi tamamen yalandır. Bütün mesaj kayıtları bulunmaktadır. Buna ilişkin mesaj kayıtlarını dilekçemin ekine ekleyeceğim.(EK)
- Davacının bahsetmiş olduğu baskı altında çalıştığına ilişkin beyanları gerçeği yansıtmamaktadır. Kendisinin yıllardır sigortalı-sigortasız çalıştığını bilmeme rağmen yoksulluk nafakasını kesmeyip ödemeye devam ettim. Zira kendisi de dilekçesinde çalıştığını kabul etmektedir.Bu sebeple yoksulluk nafakasının arttırılmamasını hatta kesilmesini talep etmekteyim.
- 2018 yılından beri nafaka ödemesini 1 gün bile geciktirmedim. Oğlum Ahmet’in bütün yıllık kıyafetini , ayakkabı ve eğitim masraflarını yanındayken karşılanmıştır. Çocuğum ne isterse her zaman yapmaya çalıştım. Davacı hiçbir zaman aldığı nafakayı çocuğum için harcamamıştır. Çocuğumu 2 defa resmi tatillerde görüyorum , bu süreçte yıllık her ihtiyacını karşıladım ve karşı tarafa hiçbir masraf yaptırmadım. Oğlum Deniz için çoğu zaman nakit harcama yaptım bazen de kredi kartıyla , kredi kartıyla yaptığım harcamaların kayıtlarını , VAKIFBANK ve ZİRAAT BANKASI hesap hareketlerini , yeşille renkle işaretledim ve dilekçemin ekine ekliyorum. Kredi kartlarıyla yaptığım harcamalar bakıldığında görülecektir. (EK)
- Kendisi yüksek bir maaş aldığımı ve ek gelirlerimin olduğunu iddia etmektedir. Aşağıda bu duruma ilişkin detaylı bir açıklama yapacağım. Buna ilişkin maaş bordrosunu , gelir ve giderleri gösteren detayını gösteren , maaş bordrosu , kredilerimi , dekontlarını detaylı olarak yazıyorum.(EK)
*Aldığım maaş ……………TL dir.Eşim herhangi bir işte çalışmamaktadır. Ve ekgelirimde bulunmamaktadır. Tek geçim kaynağım maaşımdır.
– 10 BİN TL kira ödemekteyim. (Kira sözleşmesini dilekçemin ekinde ekliyorum.)(EK)
– 16.519 TL acil ihtiyaçtan dolayı çekmiş kredilerim bulunmaktadır.4000 TL eşim çalışmadığı için ona ait olan 4000 TL borcu da ben ödemekteyim.(Buna ilişkin kredi ödeme planlarınıda ekliyorum ,dilekçeme.
– En son ödediğim apartman aidatı 923 TL dir.(Dekontu da ekliyorum.)
– 3000 TL Ev faturaları ( Elektrik, doğalgaz, su, internet ve telefon faturaları)
– 20 BİN TL , ( mutfak masrafları, sağlık , eğitim ,giyim , ulaşım ,vb. ev ve tüm kişisel ihtiyaçlar)
– 1000 TL nafaka ödemesi.
Aklıma geldiği kadarıyla aylık giderimiz yazdım. Eşimin , 6 yaşındaki çocuğumuzun ve benim tüm giderlerim düşünüldüğünde aslında giderimiz çok daha fazladır. Maaştan elime hiçbir miktar kalmaktadır. Kıt kanaat geçimizi sağlamaktayız. Davacı benden 30 bin tl nafaka talep etmektedir. Ben şuan bile bu nafakayı öderken zorlanıyorum. Bu miktarı ödemem imkansızdır.Eşim ve ben özel bütün ihtiyaçlarımızdan feragat ederek geçinmeye çalışıyoruz.Bu ödemelerin dışında oğlum AHMET bir isteği olursa ve ya çocuğum bana bunu söylediğinde . Gerekirse borca girerek karşılamaya çalışıyorum. Bu dönem karne aldığında yanında olamadığım için gitar istediğini söyledi. Bende nafaka harici olarak 1500 TL gönderdim .Dekont ve watsap konuşmaları da mevcuttur.(EK)
Yukarda detaylı olarak bütün gerçekleşen olayları açıkladım .Davacı tarafın talebi hukuka ve hakkaniyete aykırı bir taleptir. Yerleşik Yargıtay kararlarına ve emsal kararlara bakıldığında ;
Tarafımca mahkeme ilamına bağlı kalınmamış , hükmedilen nafaka miktarı üzerinde nafaka ödemesi yaptım. Nafaka ödemeleri dışındada çocuğumun ihtiyaçlarını giderdim.
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün ( babanın ) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
“Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının fabrikada işçi olarak çalıştığı, asgari ücret aldığı, aylık 350 TL kirada oturduğu; davalının ise tekstil firmasında işçi olduğu, aylık 1.390 TL gelirinin bulunduğu, kira ödemediği, yeniden evlendiği, bu evlilikten çocuğu olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafaka yükümlüsünün ( davalı babanın ) gelir durumu, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davacı annenin çalışması ve yapacağı katkı da nazara alındığında; artırılan iştirak nafakası miktarı biraz fazla olup, TMK.’nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. ( TC Yargıtay 01.03.2017 Tarih, 2016/12489 E. 2017/2270 K) “
- Dolayısıyla ilgili Yargıtay kararına da bakıldığında davacı Saliha USLU nun çalışması , şuan evli ve çocuklu olmam , sorumluluk sahibi olmam hususlarıda değerlendirilerek davasının reddi gerekir.
“, bozmayı gerektirmiştirOhalde, davalı babanın sosyal ve ekonomik durumunun ayrıntılı şekilde araştırılarak gelir durumunun tam ve sağlıklı bir şekilde saptanması sonrasında, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, eğitim durumları, ihtiyaçları, davacı annenin katkısı ve müşterek çocuklar için … devleti tarafından alınan yardımlar da dikkate alınarak, davalı babayı ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde, TMK.nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre, çocuklar lehine uygun bir iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş.(Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 09.02.2017 Tarih 2017/819 E. 2017/1073 K.)
TMK 176/4 te: ‘’ Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.’’ Aynı şekilde 331. Madde uyarınca ‘’ Durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.’’
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekir. Ancak görüldüğü üzere maddi durumumda olumlu yönde bir gelişme bulunmamaktadır.
Kendisi başka biriyle yaşamaktadır. Türk Medeni Kanunumuzun 176. Maddesinin 3. Fıkrasına Göre:”İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır.” Bu sebeple nafakası kaldırmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/1415 E. 2016/7669 K. sayılı, 17.05.2006 tarihli kararı ile;
“Davalı kadının gayrı resmi evli olarak başka biriyle yaşadığı tanık beyanlarından anlaşılmakta olup, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” şeklinde hüküm tesis etmiştir.
Nafaka alacaklısının asgari ücretle çalışmaya başlaması, yoksulluk nafakasının kaldırılması için tek başına yeterli olmasa da, nafakanın belirlenmesinde, şartlar gerektiriyorsa indirilmesinde göz önüne alınabilecektir. Şüphesiz ki yoksulluğun ortadan kalkması nedeniyle nafakanın kaldırılması davasında, hakim somut olayın şartlarını değerlendirerek hakkaniyete uygun bir hüküm kuracaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2017/3-1025 E. 2019/1135 K. sayılı 05.11.2019 tarihli kararı ile aynen;
“Yoksulluk durumu günün ekonomik koşulları ile birlikte, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Dosya içeriğinden, taraflar arasında görülen boşanma davası sonucunda, Maçka Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19.06.2012 tarihli ve 2012/119 E., 2012/148 K. sayılı kararı ile tarafların anlaşma sebebiyle boşanmalarına, davalı kadın için dava tarihinden itibaren aylık 700,00TL tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verildiği, kararın davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 28.01.2013 tarihli ve 2012/16423 E., 2013/2155 K. sayılı kararı ile onandığı, davacının karar düzeltme isteğinin Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 24.04.2013 tarihli, 2013/7167 E., 2013/11267 K. sayılı kararı ile oy çokluğu ile reddine karar verilmekle, kararın 10.05.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, davacının aylık gelirinin nafaka miktarı düşüldükten sonra net 1.600,00TL olduğu, davalının müteveffa sigortalı babasından dolayı kendisine 272,50TL yetim aylığı bağlandığı ve babasından kalan taşınmazdan 150TL kira geliri elde ettiği hususları dosya kapsamı ile sabittir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında somut olay değerlendirildiğinde, davalının belirtilen şekilde gelir elde etmesi, nafakanın kaldırılmasına değil azaltılmasına etki edecek olgulardan olduğundan, mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak, davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı gözetilmekle, 4721 Sayılı TMK’nın 4. Maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi uyarınca nafakanın uygun bir miktarda indirilmesi gerekmektedir.” şeklinde hüküm kurmuştur. [13]
T.C.
YARGITAY
- HUKUK DAİRESİ
- 2016/10053
- 2017/597
- 25.1.2017
- YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI ( Davalının Boşanma Tarihinden Sonra Memur Olarak Çalışmaya Başladığı Sürekli ve Düzenli Bir Gelirinin Olduğu Belirlenmekle Nafaka Alacaklısı Kadının Yoksulluğunun Ortadan Kalktığı Anlaşıldığından Yoksulluk Nafakasının Tamamen Kaldırılmasına Karar Verilmesi Gerekirken Yanılgılı Değerlendirme İle Davanın Kısmen Kabulü İle 300,00 TL Yoksulluk Nafakasının 200,00 TL’ye İndirilmesine Karar Verilmesinin Doğru Görülmediği )
- BOŞANMA İLE LEHİNE YOKSULLUK NAFAKASI HÜKMEDİLEN KADININ DAHA SONRA ÇALIŞMAYA BAŞLAMASI ( Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması – Nafaka Alacaklısı Kadının Yoksulluğunun Ortadan Kalktığı Anlaşıldığından Yoksulluk Nafakasının Tamamen Kaldırılmasına Karar Verilmesi Gerekirken Yanılgılı Değerlendirme İle Davanın Kısmen Kabulü İle 300,00 TL Yoksulluk Nafakasının 200,00 TL’ye İndirilmesine Karar Verilemeyeceği )
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2010/3-634 E. 2010/677 K. sayılı 22.12.2010 tarihli kararı ile; lehine yoksulluk nafakası hükmedilen kişinin, sonradan imam nikahıyla evlenmesi durumunda, yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğine hükmetmiştir.
T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
- 2017/3-1009 K. 2019/1179
- 14.11.2019
- YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI ( BOŞANMA SONRASINDA YAPILAN NAFAKA ÖDEMELERİNİN BÜYÜK GÜÇLÜKLERLE GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİ NAFAKA BORÇLUSUNUN ÖDEME ZAFİYETİ İÇİNDE BULUNDUĞU ANLAŞILMAKLA TARAFLARIN ELDEKİ DAVADA TESPİT EDİLEN MALİ DURUMLARINDAN DAVACININ GÜNDELİK İŞLERDE ÇALIŞIP AYLIK GELİRİNİN 500,00 -750,00 TL ARASINDA DEĞİŞTİĞİ DAVALININ İSE SİGORTALI BİR İŞTE ÇALIŞTIĞI VE AYLIK 1.000,00 TL GELİRİNİN BULUNDUĞU GÖRÜLMEKLE BU DURUMDA NAFAKANIN KALDIRILMASININ HAKKANİYETE YOKSULLUK NAFAKASININ TEMELİNDE YATAN SOSYAL VE AHLAKİ FİKRE UYGUN DÜŞECEĞİ )
- NAFAKA BORÇLUSUNUN BOŞANMA DAVASINDAN SONRA MALİ DURUMUNUN BOZULMASI ( YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI – DAVACININ SÜREKLİ GELİRİNİN BULUNMADIĞI NAFAKA ALACAKLISI KADININ İHTİYAÇLARI İLE NAFAKA YÜKÜMLÜSÜNÜN GELİR DURUMU VE ÖNCEKİ NAFAKA TAKDİRİNDE TARAFLAR ARASINDA SAĞLANAN DENGENİN DE GÖZETİLDİĞİ GEREKÇESİYLE DAVA TARİHİNDEN İTİBAREN GEÇERLİ OLMAK ÜZERE YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI KARARINDA İSABETSİZLİK BULUNMADIĞI )
- NAFAKA BORÇLUSUNUN ÖDEME ZAAFİYETİ İÇİNDE BULUNMASI ( ŞANMA SONRASINDA YAPILAN NAFAKA ÖDEMELERİNİN BÜYÜK GÜÇLÜKLERLE GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİ TARAFLARIN ELDEKİ DAVADA TESPİT EDİLEN MALİ DURUMLARINDAN DAVACININ GÜNDELİK İŞLERDE ÇALIŞIP AYLIK GELİRİNİN 500,00 -750,00 TL ARASINDA DEĞİŞTİĞİ DAVALININ İSE SİGORTALI BİR İŞTE ÇALIŞTIĞI VE AYLIK 1.000,00 TL GELİRİNİN BULUNDUĞU GÖRÜLMEKLE BU DURUMDA NAFAKANIN KALDIRILMASININ HAKKANİYETE UYGUN OLDUĞU ) 4721/M.175,176
Ayrıca sayın mahkemece hükmedilecek nafaka benim gelir ve giderlerimle orantılı olmak zorundadır. Sayın mahkemeden benim gelir ve giderlerimin tespiti , elimde kalan para , ve ekstra gelirimin olup olmayacağına ilişkin detaylı bir bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmekteyim.Emsal Yargıtay kararına da bakıldığında nafaka orantılı ve olmalıdır.
Fahiş nafaka artışı bozma sebebidir
T.C.
YARGITAY
- Hukuk Dairesi
2016/21259
2017/10239
Karar Tarihi: 15.06.2017
YARGITAY KARARI
MAHKEMESI:ASLIYE HUKUK MAHKEMESI
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kagıtlar okunup geregi düsünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, tarafların ….k Mahkemesinin 2007/72 E. 2009/146 K. sayılı kararıyla bosandıklarını, lehine 175 TL yoksulluk nafakası takdir edildigini, aradan geçen sürede nafakanın yetersiz kaldıgını ileri sürerek, nafakanın aylık 875 TL’ye artırılmasını talep etmistir.
Davalı, yoksulluk nafakasının her ay düzenli olarak ödendigini, bosanmalarına ragmen davacının halen kendi evinde oturup kira vermedigini, elektrik ve su kullanım bedellerini de kendisinin ödedigini, görevli oldugu okuldan kazandıgı aylıktan baska bir geliri olmadıgını, talebin fahis oldugunu belirterek, davanın reddini istemistir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile nafakanın aylık 475 TL’ye artırılmasına karar verilmis, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmistir.
Dava; yoksulluk nafakasının artırılması istemine iliskindir. TMK’nın 331. maddesi geregince; durumun degismesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Yasada nafakanın yeniden belirlenebilmesi için belli bir zamanın geçmesi aranmamıstır. Buna göre mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki degisikligin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadıgı gözönünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karsılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak sekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Yargıtay’ın yerlesmis uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsüdavalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildigi tarihe göre olaganüstü bir degisiklik olmadıgıtakdirde; yoksulluk nafakası TÜIK’in yayınladıgı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde saglanan denge korunmalıdır.
Somut olayda; taraflar …Mahkemesinin 09.03.2011 tarihinde kesinlesen 2007/72 E. 2009/146 K. Sayılı ilamı ile bosanmıslar, bosanma ilamıyla davacı lehine aylık 175 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmis, eldeki artırım davası ise 31.03.2015 tarihinde açılmıstır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, önceki nafaka tarihinden itibaren geçen süre, nafakanın niteligi, ekonomik göstergelerdeki degisiklikler ve ÜFE artıs oranları dikkate alındıgında davacı lehine hükmedilen artıs miktarı fazladır. Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda açıklanan nedenlerle endekse göre uygun bir miktar nafaka artısına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı degerlendirme sonucu fazla miktarda artısa hükmedilmesi dogru görülmemis, bu husus bozmayı gerektirmistir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi geregince davalı yararına BOZULMASINA, pesin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılıHMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi geregince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.06.2017 tarihinde oybirligiyle karar verildi.
Tüm bu nedenlerle ödemekle yükümlü olduğum iştirak ve yoksulluk nafakasının 30.000,00-TL’ye çıkartılması hakkaniyet ilkesini ihlal edecektir.
HUKUKİ SEBEPLER: HMK,TMK ve ilgili her türlü yasal mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER : Kira sözleşmesi , maaş bordrosu , banka hesap hareketleri , gider dekontları , mesaj kayıtları ,sgk kayıtları ,Tanık, Yemin İle keşif, Sair Yasal deliller. Davalı tarafın beyan ve delillerine karşı beyanda bulunma ve delil sunma hakkımızı saklı tutuyoruz.Delil listemizi aşağıda ekler kısmında detaylı olarak açıklayıp ekleyeceğim.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz edilen ve sayın mahkemece resen göz önünde bulundurulacak nedenlerle;
- Açılan haksız ve mesnetsiz Nafaka artırımı talebinin reddine, Eğer mahkemeniz aksi kanaatte ise daha düşük bir miktarın belirlenmesine,
- Yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederim.
DAVALI :
İMZA :
DELİLLER VE EKLER :
- Davacı ile watsap mesajlaşma kayıtları.
- Oğlum ye sadece kredi kartıyla yaptığım harcamalara ilişkin VAKIFBANK ve ZİRAAT BANKASI hesap hareketleri dökümü.(Yapılan harcamalar yeşille işaretlenmiştir)
- mesajlaşmalar.
- Güncel maaş bordrosu ve Sağlık raporu.
- Kira sözleşmesi , ve en son ödenen ayın apartman aidatı dekontu.
- Eşimin çalışmadığına ilişkin sgk hizmet dökümü belgeleri.
- Çekilen ve halen ödenmeye devam edilen İhtiyaç Kredilerine ilişkin banka ödeme planları.
- Karne hediyesine ilişkin banka dekontu.
- Su,elektrik,doğalgaz,internet vb. faturalar.
- Ailemden 100 Bin TL borç aldığına ilişkin sözleşme ve dekont.