skip to Main Content
Yargıtay Duruşmalı Ceza Temyiz Dilekçesi örneği

Yargıtay duruşmalı ceza temyiz dilekçesi örneği

 YARGITAY CEZA DAİRESİ’NE GÖNDERİLMEK ÜZERE
                                      BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ (iSTİNAF) 3. CEZA DAİRESİ’NE

                                                                                                                   DURUŞMA(MURAFAA) TALEPLİDİR.

DOSYA NO               : 2020/           ESAS              2020/       KARAR

TEMYİZ EDEN
SANIK                       :

MÜDAFİİ                  : Avukat Gökhan BAŞKURT

D.KONUSU    : Bölge adliye mahkemesi (istinaf mahkemesi) kararının BOZULMASI VE TEMYİZ İNCELEMESİNİN duruşmalı , MURAFALI yapılması talepli temyiz dilekçesidir.

AÇIKLAMALAR

Sayın mahkemece verilen karar hukuka ve hakkaniyete aykırı bir karardır.Şöyleki ;
Mahkemenin gerekçeli kararına bakıldığında müvekkilimin kolluktaki savunmasını ve çelişkili mağdur ve tanık beyanlarını esas aldığı açıkça ortadadır.

1-) Gerek uluslar arası ceza hukuku gerekse de ülkemizin ceza hukuk sitemi gereği bir bireyin suçluluğunun ispat edilmesi için bunun % 100 mahkeme huzurunda doğrulanmış kesin,çelişki içermeyen,net delillere dayanması gerekir.Hukuk,hakkaniyet ve vicdan bunu gerektirir.Şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği bir bireyin suçu işlediğine ilişkin %1 lik bir şüphe varsa bile bu şüpheden faydalanmalıdır. Mahkeme müvekkilime çelişkili , mağdur ve tanık beyanlarına dayalı olarak ceza vermiştir.Dosyadaki beyanlara bakıldığında aynı tanığın ,mağdurun beyanları savcılık ve mahkeme aşamasında açık ve net çelişkiler içermektedir. Ayrıca şahısların beyanlarıda birbirleriyle çelişkiler içermektedir. Beyanlara bakıldığında itibar edilmeyeceği ve açıkça kendisine komplo kurulduğu açıkça ortadadır.Şimdi bu beyanlara kısaca bakalım ;
Mağdur   beyanlarına bakalım : Savcılık aşamasındaki beyanında yanında  isimli arkadaşının oturduğunu ,öğretmeninin yanına geldiğini belirtmiş. Fakat olayın sözde mağduru  mahkeme aşamasındaki beyanında yanında Gülcan isimli arkadaşının bulunduğunu belirtmiştir.Dosya kapsamına bakıldığında isimli şahsın ismi geçmemekte beyanı bile bulunmamaktadır.Savcılıktaki beyanında ,mahkeme aşamasındaki beyanında  isimli şahsın yanında oturduğunu belirmesi beyanların düzmece olduğu ,itibar edilmeyeceği ve müvekkilime komplo kurulduğunu açıkça ortaya koymuştur.
Tanık  beyanlarına baktığımızda : Savcılıktaki beyanında  öğretmenin kendisi ile xxxxxxxxx arasına oturduğu ellerini omuzlarına attığını ardından kendisinin arka sıradaki yyyyyyyyyyyy yanına oturduğunu belirtmiş. Mahkeme aşamasındaki beyanında da 2 arkadaşının ön tarafta oturduğunu öğretmenlerinin ikisinin arasına oturduğunu beyan etmiştir. Tanık zzzzzzzzzzz savcılık aşamasındaki beyanında olayı bizzat yaşayan kişi gibi anlatırken ,mahkeme aşamasındaki beyanında olayı dışardan gören bir 3. Kişi gibi anlatıyor kendisinin arka sıralarda oturduğunu söylüyor.Bu beyanlarda açık ve net bir şekilde çelişki içermektedir.
Tanık xxxxxxxxxxxxxxx beyanlarına bakıldığında ; Mustafa öğretmenin yyyyyyyyyyyyyile , zzzzzzzzz arasına oturup,ikisinide başlarından öptüğünü belirtmiş.xxxxxxxxxkendi beyanlarında bile kendisinin başına,saçına dokunduğunu belirtmemişken tanık zzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz bunu belirtmesi beyanların düzmece ve aldatmacadan ibaret olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Yukarıda da açıkladığım üzere dosyada yer alan mağdur ve tanık beyanları açık ve net bir şekilde çelişkiler içermektedir. Bu beyanlara itibar edilerek müvekkilime ceza verilemeyeceği verilirse eğer adalet duygusunun zedeleneceği açıkça ortadadır. Mahkemeninde bu beyanlara dayanarak müvekkilime ceza verilmesi açık bir hukuka aykırılık oluşturmaktadır.
2-) Ayrıca mahkeme müvekkilin sadece kolluk aşamasında vermiş olduğu beyanları esas almıştır. Fakat mahkeme aşamasında bu çelişkiler giderilmiş müvekkilimce bu ifadelerin kolluk memurun yönlendirmesiyle verildiği. İfade alma yönetmeliğine aykırılık oluşturduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla mahkemenin müvekkilimin huzurda vermiş olduğu beyanlarını esas alması gerekirken kollukta yönlendirmelerle alınan ifadeleri esas alması hukuka ve hakkaniyete aykırılık oluşturur.
3-)Müvekkilimin gerçekleştirdiği fiillerin direkt olarak cinsel istismar olarak kabul edilmesi ve TCK 103/1-3. Maddesi gereğince ceza verilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırıdır. Müvekkilin suçu işlemiş olduğu kabul edilmiş olsa bile gerçekleştirdiği fiiller ancak Sarkıntılık Yapmak Suretiyle Çocukların Cinsel İstismarı Suçunu İşlediği kabul edilebilir.Dolayısıyla 103/1-2. Maddesi gereğince cezalandırılmalıdır. Zira mağdur beyanlarına da bakıldığında müvekkilin fiillerinin dokunmaktan öteye gitmediği ve sarkıntılık düzeyinde kaldığı sabittir.
Müvekkilin üzerine atılı suçu bir an için işlediğini kabul edersek bile gerçekleştirdiği fiiller sarkıntılık düzeyinde kalmıştır. Zira müvekkil mağdurun bir kısmının vücutlarının bazı bölgelerine dokunduğu iddia edilmektedir. Dosya kapsamında olayın nasıl gerçekleştiğine bakılırsa müvekkilin fiilleri ani ve kesintili şekilde gerçekleştirdiği , süreklilik arz etmediği ve sarkıntılık düzeyinde kaldığı açıkça görülecektir.

Yargıtay kararlarına bakıldığında Sarkıntılık; fail tarafından cinsel içerikli olarak mağdurun vücuduna suç isleme kasti ile yapılan her turlu anlık dokunuş, sarılma, temas, tekrarlanmayan öpme, elleme, ırza tasaddi olarak da bilinen vücudu okşama, ısrarlı bir şekilde mağdurun vücuduna temasın sürdürülmesi, ağırlığı itibariyle saldırı ve istismar düzeyine ulaşmayan davranış, mağdurun basit tepkisi karşısında sonlandırılan cinsel amaçlı hareketlerdir. Zira dosya kapsamınada bakıldığında müvekkilin fiilleri dokunmaktan öteye geçememiştir.
Yargıtay, 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin ardından, aşağıdaki fiillerin sarkıntılık kapsamında değerlendirileceğini belirtmiştir.
– Sanığın mağdureyi omuzundan çekip yanağından öpmesi30;
– Sanığın mağdurenin yanına yaklaşıp saçını tutarak kendine çekmesi31;
– Sanığın mağdurenin cinsel organını sıkması32;
– Sanığın mağdurenin kalçasını okşamasının ardından göbeğinden tutup okşaması33;
– Sanığın mağdurenin arkasından yaklaşarak kalçasını sıkması34;
– Sanığın mağdureyi bir süre takip edip, mağdurenin kalçasına dokunarak sıkması35;
– Sanığın “Gel seninle anlaşalım” dedikten sonra aynı gün mağdurenin baldır kısmına eliyle dokunması36;
– Sanığın mağdureye ısrarla “çok güzel bir kızsın, seni öpmek istiyorum” demesi, mağdurenin yanağından sıkması, kolundan ve başından tutması,
mağdurenin elini tutması, elini mağdurenin omuzuna koyması37;
– Sanığın mağduru cinsel amaçla yanağından öpmesi38;
– Sanığın bisikletle mağdurenin arkasından gelip, eteğinin altından bacağını elleyip sıkması39;
– Sanığın mağdurenin arkasından yanaşarak belinden sarılması40;
– Sanığın mağdureyi omuzundan tutup kendine çekmesi, yere düşen mağdurenin ağzını kapatması41;
Emsal Yargıtay Kararlarına bakıldığında Müvekkilin fiillerinin sarkıntılık düzeyinde kaldığı görülecektir ;
“sanığın mağdurenin cinsel organını sıkması nedeniyle mağdurenin bağırması ve tanık…’in gelmesi üzerine sanığın olay yerinden ayrılması şeklindeki ani nitelikte, devamı bulunmayan, kesik biçimde gerçekleştirdiği eyleminin sarkıntılık düzeyinde kalan çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturduğunun anlaşılması…” Yarg. 14. CD.’nin 07.04.2016 tarih ve 2016/1054 E., 2016/3471 K. sayılı kararı.
“Kayden 28.09.1992 doğumlu olup suç tarihinde onsekiz yaşı içerisinde bulunan Belçika vatandaşı mağdurenin, olay günü erkek arkadaşıyla birlikte turistik gezi yaptığı … ilçesinde dolaşırken karşılaştığı sanığın, erkek arkadaşıyla birlikte fotoğrafını çektiği mağdure ile ayrıca resim çektirmek istediği ve mağdurenin kabul etmesi üzerine sahilde fotoğraf çekildiği süreçte sanığın arkasında durduğu mağdurenin kalçasını okşamasının ardından göbeğinden tutup okşamak suretiyle 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 103/1. maddesinin ikinci cümlesinde düzenlenip sarkıntılık düzeyinde kalan çocuğun basit cinsel istismarı suçunu işlediği tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, bu suçtan mahkumiyetine karar verilmesi yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde basit cinsel saldırı suçundan hüküm kurulması…” Yarg.14. CD.’nin 08.02.2016 tarih ve 2014/4609 E., 2016/931 K. sayılı kararı.

“Sanığın, olay tarihinde yürümekte olan mağdurenin arkasından yaklaşarak kalçasını sıkma şeklindeki eyleminin, ”Belirli bir kimseye karşı cinsel arzuları tatmin amacıyla işlenen, vücut dokunulmazlığını ihlal eden, ani ve kesiklik gösteren hareket ya da hareketler” olarak tanımlanan sarkıntılık suçunu oluşturduğu…” Yarg. 14. CD.’nin 11.12.2014 tarih ve 2013/3556 E., 2014/14118 K. sayılı kararı.
“Mağdureyi bir süre takip eden sanığın, mağdurenin kalçasına dokunarak sıkması şeklindeki, suç tarihinde 18 yaşını doldurmamış mağdureye karşı, onun vücudu üzerinde gerçekleştirilen, cinsel arzuları tatmin amacına yönelik olup devamlılık arz etmeyen, ani ve hareketler yönünden kesiklik gösteren eyleminin hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı TCK.nın 103/1. maddesi 2. cümlesindeki sarkıntılık düzeyinde kalan basit cinsel istismar suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında…” Yarg. 14. CD.’nin 01.12.2014 tarih ve 2013/4482 E , 2014/13455 K. sayılı kararı.
“Sokakta görüp takip ettiği mağdureye, “Gel seninle anlaşalım” diyerek tacizde bulunup, aynı gün içerisinde semt pazarında takip ettiği mağdurenin baldır kısmına eliyle dokunan sanığın, mağdureye karşı, onun vücudu üzerinde gerçekleştirilen, cinsel arzuları tatmin amacına yönelik olup devamlılık arzetmeyen, ani ve hareketler yönünden kesiklik gösteren eyleminin hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı TCK.nın 103/1. maddesi 2. cümlesindeki sarkıntılık düzeyinde kalan basit cinsel istismar suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında…” Yarg. 14. CD.’nin 18.11.2014 tarih ve 2013/910 E., 2014/12871 K. sayılı kararı.
“sanığın mağdureye ısrarla “Çok güzel bir kızsın, seni öpmek istiyorum” şeklinde sözler sarf ederek önce 26.10.2008 tarihinde mağdurenin yanağından sıkma, kolundan ve başından tutma, 03.11.2008 tarihinde de mağdurenin elini tutma ve sonrasında elini mağdurenin omzuna koyma şeklindeki ve suç tarihinde 18 yaşını doldurmamış mağdureye karşı, onun vücudu üzerinde gerçekleştirilen, cinsel arzuları tatmin amacına yönelik olup devamlılık arzetmeyen, ani ve hareketler yönünden kesiklik gösteren eylemlerinin hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı TCK.nın 103/1. maddesi 2. cümlesindeki sarkıntılık düzeyinde kalan basit cinsel istismar suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında…” Yarg. 14. CD.’nin 13.11.2014 tarih ve 2013/1426 E., 2014/12651 K. sayılı kararı.
“sanığın, suç tarihinde 18 yaşını tamamlamamış olan mağduru cinsel amaçla yanağından öpmesi şeklinde cinsel arzuları tatmin amacına yönelik ani nitelikte ve devamı olmayan, kesik biçimde gerçekleşen eyleminin hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 59. maddesi ile değişik TCK.nın 103/1-c.2 maddesinde öngörülen sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturan olayda…” Yarg. 14. CD.’nin 11.11.2014 tarih ve 2013/2632 E. 2014/12481 K. sayılı kararı.
“Sanığın, mağdureyi takip ederek mağdurenin evinin bulunduğu apartmana girip mağdurenin arkasından yanaşarak belinden sarılması şeklinde gerçekleştirdiği olayda,eyleminin, ”Belirli bir kimseye karşı cinsel arzuları tatmin amacıyla işlenen, vücutdokunulmazlığını ihlal eden, ani ve kesiklik gösteren hareket ya da hareketler” olarak tanımlanan sarkıntılık suçunu oluşturduğu…” Yarg. 14. CD.’nin 30.10.2014 tarih ve 2013/1798 E., 2014/11863 K. sayılı kararı.
“sanığın iddianamede anlatım bulan ve mahkemece kabul edilen şekliyle, minibüste katılanın yanındaki koltuğa oturduktan sonra elini katılanın ceketinin düğmesinin arasından sokarak katılanın vücudunu okşaması şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK.nın 102/1. maddesinde yer alan sarkıntılık suçunu oluşturduğu…” Yarg. 14. CD.’nin14.10.2014 tarih ve 2013/1050 E., 2014/11069 K. sayılı kararı.
“Sanığın üst geçitte yürümekte olan mağdurenin poposuna parmak atması şeklinde ani niteliklikte ve devamı olmayan, kesik biçimde gerçekleşen eylemin hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 59. maddesi ile değişik TCK.nın 103/1-c.2 maddesinde öngörülen sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçunun oluşturduğu…” Yarg. 14. CD.’nin 24.09.2014 tarih ve 2012/15273 E., 2014/10407 K. sayılı kararı.

“…parkta bulunan mağdurenin yanına gidip “çok güzelsin seninle bir şey konuşmak istiyorum” şeklindeki sözler söylediğinin sabit olması karşısında, sanığın mağdureyi omzundan çekerek öpmeye çalışmak şeklinde gerçekleşen eyleminin 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı TCK.nın 103/1. maddesi 2. cümlesindeki sarkıntılık düzeyinde kalan basit cinsel istismar suçunu oluşturduğu” Yarg. 14. CD.’nin 22.09.2014 tarih ve 2012/13556 E., 2014/10229 K. Sayılı kararı.
“sanığın mağdureye karşı sol bacağını kalça kısmından eliyle dizine doğru sıvazlayarak sarkıntılık şeklinde, üzerine atılı TCK.nın 103/1. maddesindeki çocuğun basit cinsel istismarı suçunu işlediği halde yazılı şekilde hüküm kurulması…” Yarg. 14. CD.’nin 17.09.2014 tarih ve 2012/15220 E., 2014/10082 K. sayılı kararı.

Dosyamıza detaylı olarak bakıldığında, dava aşamasındaki savunmalarımız , istinaf başvuru dilekçemiz detaylı olarak incelendiğinde, tanık ve mağdur beyanlarının açık ve net çelişkiler içerdiği , bu beyanlara dayanılarak müvekkilime ceza verilemeyeceği ,müvekkilimin kolluk aşamasında alınan ifadelerinin kolluk memurunun yönlendirmesiyle alındığı ,müvekkilim ceza verilecek olsa bile istismardan değil sarkıntılıktan verilmesi gerektiği dolayısıyla mahkeme tarafından verilen kararın her yönüyle hukuka aykırı olduğu açıkça ortadadır..Gerek dava aşamalarında gerekse de mahkemenizce resen dikkate alınılacak sebeplerden ötürü ilgili kararın bozulmasını saygılarımla talep ederim.

SONUÇ VE İSTEM :

Yukarıda açıkladığımız gerekçelerle veya mahkemenizin CMK md.289 çerçevesinde resen gözeteceği gerekçelerle, usul ve yasaya aykırı Bölge Adliye (2) Ceza Dairesi kararının BOZULMASINI ve temyiz incelemesinin murafaalı yapılmasına talep ederiz.06.01.2020

SANIK MÜDAFİ
AVUKAT GÖKHAN BAŞKURT

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mesaj
Whatsapp
Merhaba